İSTANBUL TARİHİ KÜLTÜREL VE DOĞAL VARLIKLAR, SOSYOLOJİ BOĞAZİÇİ SİTLER Cumhur KOCAL AR
25 Aralık 2009 Cuma
2008-9 çalışmaları ardından, 2010'a girerken özeleştiri
Geçmişi kolay unutmanın bir bedeli de, onu tekrar yaşamak olmasın!
http://cumhurkocalar-dans.blogspot.com/2009/12/2010-yaklasrken.html
Boş zamanlarınız için önerilen diğer siteler:
http://tiyatroyun.blogspot.com/
Geçmişte kalan bir atölyeden haberler
Viola Spolin'in doğaçlama tekniğinden çok etkilenen EGE MALTEPE, “Improvisation For The Theatre” isimli kitabını Türkçeye çevirmektedir.
http://tiyatroyun.blogspot.com/2009/06/115-viola-spolin-viola-spolin-1906-1994.html
7 Ekim 2009 Çarşamba
Doğa grupları ve yöntemler
Uzun bır aradan sonra alternatıf tatıllerımızden de edındıklerımızle, sızın ıcınde zamanı cok gecırmeden farklı bır soluk almanız ıcın onerıler gelıstırebıleceğımız, kenttekı kurgu-kod cozme-evrım ucgenınden olusan zemınımız tıyatrodan bıraz kurtularak yaşama doğru akıp, hatta doğanın esın kaynağı olduğu aşağıdakıne benzer, o ıc zengınlıgı sureklı devınen, yakın gecmıste fılızlenmıs ve henuz ender kurulabılırken artık cığ gıbı buyuyecegıne ınandığımız kollektıf grup ortamlarındakı yenı ısbırlıgı yaratım pratıklerıne bakalım bıraz da, ne dersınız?
http://patikayolculari.wordpress.com/category/surdurulebilir-yasam/
Iyı okumalar...
Kentın tum yapaylığına karsı, en azından ımgesel dunyalarımızda benzerlerını cok ozledıgımız ılgınc tasıyıcı-yaratıcı unsur olacak alıntıların yapılması dılegıyle,
Anlamlı ozgurluklere doğru açılan yepyenı bır dunyada buluşmak ıcın... el ele ...
18 Temmuz 2009 Cumartesi
Müziğin yeşil ile buluşma adımları
İşte doğada doğaçlama örneği gösteren bir müzisyen:
http://www.facebook.com/ext/share.php?sid=140451329744&h=lqTdo&u=g7hnT&ref=nf
10 Temmuz 2009 Cuma
DANSIN GİZEMLİ YOLCULUĞU -B.VİDİNLİOĞLU, Ş. YÜKSEL
BAHAR VİDİNLİOĞLU ve ŞEBNEM YÜKSEL
6 - 9 Ağustos 2009
Hareket etmeyi seven, yoga yapan, dans eden, meraklı ve keşfetmek için bakan herkese açık bir atölyedir.
Harekete hem zihinsel hem bedensel doğaçlama yoluyla yaklaşıyoruz. Doğaçlamayı en temelde bedenimizi tanımak, hareketten zevk almak ve rahatlamak için yapıyoruz. Bu yol bize, sezgilerimiz ve duygularımızı fark ederek kişisel ve fiziksel keşifler yapma kapılarını açıyor. Kendimizi değişik biçimlerde ifade edebilmemize olanak sağlıyor. Algılarımızı açmak ve anın getirdiklerine cevap verebilmek için deneyim alanları sunmakla birlikte otantik olana ve bilinmeyene doğru, gizemli bir yolculuğa çıkartıyor. Bizi bedenin bilgeliğine götürüyor, kelimelerin ve fikirlerin ötesine taşıyor. "Dansın Gizemli Yolculuğu" atölyesiyle biz, bulunduğumuz çevrenin özelliklerini mercek altına almak istedik. Katilimcilarla birlikte KazDağları'nda geçirecegimiz 4 gün boyunca doğanın, iç dünyamız ve bedenimize yansıyışını araştırmayı ve karşılıklı etkileşimlerini doğaçlama yoluyla keşfetmeyi amaçladık. Bu sırada, yapacağımız çevre yürüyüşleri, Hızır Kamp'ın enfes yemekleri ve eşsiz güzellikleri bize hem eşlik edecek hem de yaratıcı araştırmalarımızda bize kaynak olacak. Her an ve her yerde yaratıcı olabilecek bir yaklaşım biçimini/bakış açısını, sürece yaymayı hep birlikte deneyimleyeceğiz.
Bedene Varış: Atölyenin ilk bölümü, bedenimizin ve zihnimizin kendine, ötekine ve çevreye karşı duyarlılığını arttıran ısınma ve farkındalık çalışmalarından oluşmaktadır. Bu çalışmalar ile kişinin, iç dünyasindaki imgeleri ve anlık dürtülerini daha derinden duyumsayabilecek kıvama ( hale- duruma) gelmesi amaçlanmaktadır. Yaratıcı Yaklaşım: Atölyenin ikinci bölümünde, doğadaki malzemelerle çalışılacaktır. Bu aşamada yazı, resim, kolaj, dans ve benzeri araçlar ile katılımcının kendi özgün ifade biçimini ve yaratıcı potansiyelini cesurca ortaya koyabileceği bir ortam oluşturulmaktadır.
Atölye Ücreti : Tam : 250 TL Öğrenci : 160 TL (Sadece atölye ücretidir, lütfen tercih ettiğiniz konaklama alternatifine göre Hızır Kamp ile haberleşiniz).
12 Haziran 2009 Cuma
ZİLZURNA RİTM GRUBU
20 Mayıs 2009 Çarşamba
Ezilenler Tiyatrosu - Augusto Boal x Moreno x Freud
Psikodrama tekniğinin babası sayılan Moreno'nun hem 100. yıl dönümü konuklarından ve hemde onunla farklılaşan bakış açılarıyla, Augusto Boal'un (anti-Freudien) yaklaşımları hakkında güzel bir yazı sizleri bekliyor.
Makale yakında ilgili site de özetle ele alınacaktır. http://psikodrama.blogspot.com/
2009/3-4-5, Virgül dergisi
14 Mayıs 2009 Perşembe
Kukla festivali
Kentsel mekanlar artık sahnelere dönüşüyor. Semt şenlikleri sanatla halkın buluşmasını sağlıyor.
Son felsefe etkinlikleri ışığında http://felsefemiz.blogspot.com grup, platform ve kollektiflerin sayısı artacağa benziyor.
İşte bu şenlik ve festivaller kapsamında doğaçlama gösterilerin de artarak yer alması dileğiyle herkesi aramıza bekliyoruz.
7 Nisan 2009 Salı
Doğaçlama Ritim Zenginlikleri
Gruplarla doğaçlama ritim çalışmaları..
Zihnin iki yanınıda eşgüdümlü-eşzamanlı kullanan yaklaşımların geliştirilebilirliği..
Bu ifadeleri çağrıştıran etkinliklerdeydik geçen haftalarda, önemli isimleri sizlerle tekrar tanıştırıyoruz.
Beden Müziği: Gördüğün müzik, duyduğun dans
Beden perküsyonu olarak da bilinen Beden Müziği, kompozisyon ve koreografinin büyülü bir karışımıdır. Müzik dansın şekillerini ve örüntülerini yaratırken, dans müzikteki sesleri ve ritimleri oluşturur. Böylece müzik “görünür”, dans “işitilir” bir hale gelir. Beden Müziği çok eskilere uzanan, belki de ilk müzik/dans biçimidir. İnsanlar, taşlara veya ağaç kütüklerine şekil vererek müzik aletleri yapmaya başlamadan çok önce muhtemelen el çırparak, parmak şıklatarak, ayaklarını yere vurarak ve ses çıkararak müzik/dans fikirlerine hayat veriyorlardı. Dünyada çok çeşitli Beden Müziği gelenekleri vardır: Afro-Amerikan Hambone, İspanyol Flamenko geleneğindeki Palmas, Sumatra’dan Saman ve Etyopya’dan Armpit bunlardan bazıları. Dünyanın çeşitli yerlerindeki birçok gelenekte vücud bulmuş bilginin en eski biçimlerinden olan Beden Müzikleri, üzerinde çalışılabilecek çok değerli bir malzeme sunuyor bizlere. Bunlar, Keith Terry’nin deyişiyle “kinestetik kütüphaneler” oluştururlar ve içlerinde çeşitli bellekleri ve kültürel mirasları barındırırlar.
KeKeÇa Beden Perküsyonu
Beden Perküsyonu, ellerin ayakların bedenle birlikte vurmalı bir enstrüman olarak kullanıldığı bir alandır. Müzik ve Hareketin tam da ortasında yer alır. Çalanın da çalınanın da aynı kişi olması, beden perküsyonunun benzersiz bir özelliğidir: “Kendin Kendini Çal”ma süreci “ben”in “beden”le olan ilişkisinde ritim-müzik-hareket-dil aracılığıyla bir kendini ve ötesini keşfetme, farketme yolculuğuna dönüşmektedir. Bu kendini keşfetme sürecinde yerçekimi aracılığıyla, kendimizi akışa bırakmayı öğreniriz adım adım. Sese-yolaçan-hareket’in farkında olmakla ve yerçekimine kendini bırakabilme becerisi kazandıkça ortaya çıkar beden perküsyonu, beden müziği, müzik-dans (www.kekeca.net)
Keith Terry
Keith Terry bir perküsyoncu ve ritm dansçısı olarak müzik, dans, tiyatro ve performansı ustaca harmanlar. Kendi deyimiyle bir “beden müzisyeni” olan Terry, dünyanın en eski çalgısı olan bedeni (kendi bedenini) geleneksel ve çağdaş ritm ve hareket olanaklarını araştırmak, harmanlamak ve şekillendirmek için kullanır. (www.crosspulse.com )
Evie Ladin
Keith Terry ile ikili olarak (Crosspulse Rhythm Duo) ve ayrıca Slammin’ All Body Band grubunda da beden müziği yapan Evie Ladin aynı zamanda Evil Diane ve Stairwell Sisters grubu üyelerinden. Çocukluğundan bu yana banjo çalan ve bir “tap dance” ustası olan Ladin, beste yapıyor ve şarkı söylüyor. (www.stairwellsisters.com )
Gökçe Gürçay
Gevende’nin davulcusu. Eskişehir’de üniversiteden sonra Gevende’yle İstanbul’a göç etti. Ayşe Tütüncü Piyano Perküsyon grubuna dahil oldu. Tiyatroculardan oluşan Zilzurna Ritm Grubu’na eğitmenlik yaparken ritm öğretmeyi öğrendi. Yıllarca davul, tencere, tava, damacana çaldı. Kendi bedenini çalmayı yeni keşfetti.
Tugay Başar – Timuçin Gürer
2002 yılından bu yana birlikte çalışan Tugay ve Timuçin beden perküsyonu (body percussion) ve beden müziğini (body music) esas alan çeşitli konserler, performanslar yapıyor; eğitimler, atölye çalışmaları vb. etkinlikler düzenliyor. İzleyicileri de katarak birlikte ritim tutuyor-müzik yapıyorlar.(www.kekeca.net)